Alman Müslümanlar Koordinasyon Konseyi, Müslümanlara ve Yahudilere yönelik saldırıların arttığını belirterek, sağduyu çağrısında bulundu.
Almanya Müslüman Entegrasyon Kurulu (KRM), Ortadoğu’da çatışmaların başlamasının ardından Almanya’da yaşayan Müslüman ve Yahudilere yönelik saldırıların arttığını belirterek, topluma sağduyu çağrısında bulundu.
KRM’den yapılan yazılı açıklamada, medyadaki tartışmaların İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaların toplumu ikiye böldüğü izlenimi verdiği ancak gerçekte çoğunlukta geniş bir “barıştan yana” görüş birliğinin olduğu belirtildi. insanların.
Açıklamada, Müslüman ve Yahudilerin yaşadığı olumsuzlukların ülkedeki aşırıcılara fayda sağladığı belirtilerek, “Şu ana kadar yapılan tartışmalar önyargıları körüklemiş, Yahudi ve Müslümanlara yönelik sözlü veya fiziki saldırılara yol açmıştır. Yahudiler ve Yahudi kurumları ifşa edilmiştir. Yahudi aleyhtarı sözlü ve fiziki saldırılara karşı Ortadoğu’da şiddetin artmasının nedeni, “O tarihten bu yana büyük bir saldırı korkusu yaşıyorlar. Müslümanlar ve camiler de bugüne kadar Müslümanlara ve camilere yönelik onlarca saldırıyla somut şiddet olaylarından etkilendi. Bu, Müslüman karşıtı ve Yahudi karşıtı aşırılıkçıların ekmeğine yağ sürüyor.” ifadesine yer verildi.
Açıklamada, Ortadoğu’da binlerce sivil, çocuk, yaşlı ve kadının hayatına mal olan vahim gelişmeler karşısında Alman kamuoyunun empati eksikliğinin, kamuoyunda yanlış anlaşılma hissinin artmasına yol açtığı vurgulandı. Almanya’daki Müslüman cemaati ve aşağıdakiler kaydedildi:
“Buna, terörle aramıza mesafe koyma yönünde tekrarlanan talepler de ekleniyor; bu hem anlaşmayı zorlaştırıyor, hem de insanları anlaşılmadıklarını düşündükleri için hayal kırıklığına uğratıyor. Terör kınanırsa bu açıklama sorgulanır. Bu genel şüphe, özellikle yabancılaşmaya yol açar. Genç Müslümanlar arasında ise “Bu son derece endişe verici bir gelişme.”
Açıklamada, Müslüman toplumlarda okullarda çocuk ve gençlerin damgalandığına ilişkin haberlerde artış olduğu belirtildi. “İşlenen suçları savunan herkes elbette tepki alacaktır ama meşru taleplerde bulunan, Filistin halkının acısını dile getiren, onlarla dayanışma gösteren, barış kampanyaları yürüten herkes sesini duyurmayı hak eder.” Onun sözleri yer aldı.